Medya, Kadın Ve Psikoloji: Siberkondri Etkinliği Gerçekleştirildi

ÜSÇÖZÜM Müdürü Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, Yeni Medya Uzmanı ve sağlık çalışanı Yücel Ekinci ve Uzm. Psk. Ahmet Yıldız’ın katılımlarıyla gerçekleşen Çözüm Odaklı Yaklaşım Medya Kadın ve Psikoloji etkinlikler serisinde bu hafta Yeni İnternet Hastalıkları ve Siberkondri konusu ele alındı.

” İnternet hastalıkları zamanla çok çeşitlendi

Yeni internet hastalıklarının tarihsel sürecine değinerek sunumuna başlayan Ünal:

” İnternet bağımlılığı 1995-1996 yıllarında Goldberg tarafından ortaya atılan bir kavramdı. Aslında geçmişe çok da bir gönderme yapmıyor. 1995-1996 yılları çok da eski değil ama baktığınız zaman bu kavramlar çok çeşitlendi. İnternet bağlılığı, problemli internet kullanımı, patolojik internet kullanımı, genelleştirilmiş internet kullanımı gibi birçok serüveni maruz kaldı. Bu kavramlar daha genel süreçte inceleniyordu ve bağımlılık daha çok o kavramın etrafında incelenirken şimdilerde sosyal medya ve akıllı telefonların bu denli yaygın kullanımı ile kavramların daha özelleştirilebildiğini söyleyebiliriz. Goldberg bağımlılık konusunda ortaya attığı zaman çoğu araştırmacı da onun peşinden bu konuyu inceledi ve birtakım çalışmalar yürüttü.” İfadelerini kullandı

Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal, sunumunda Dijital Çağın hastalıklarından da bahsetti.

Yeni Medya Uzmanı Yücel Ekinci, sunumunda sağlık okuryazarlığı ve siberkondri hastalığına değindi.

“Günümüzde Artık hepimiz birçok araştırmayı internetten yapıyoruz. Özellikle Covid döneminde insanların hazırlıksız yakalanmasıyla, Koronafobi kaygısı da ortaya çıktı. Terim içi sağlıkla ilgili internet araştırmaları arttı. 2010 yılında dünyada internet kullanımı tüm nüfusun yüzde 28’i iken 2020 yılında bu oran yüzde 59’a çıktı. Sağlıkta internet aramalarında yüzde 60 oranında kullanılmaktadır. Siberkondri, internet hastalıklarının bir türü olarak dünyada ve ülkemizde yeni yeni işlenmeye başlayan bir fenomendir. Siberkondri; bireyin var olduğunu düşündüğü hastalıkları hakkında internet ortamında bilgi ve belgelere göre araştırmalar yaparak kendine teşhis koymaya çalışma durumudur. Siberkondri terimi, 2000 yılında Tıp literatüründe de geçmiştir. Kısa bir sürede medyada yerini almıştır. Çeşitli ölçekler de geliştirilmiştir ve Siberkondri’ye yönelik çalışmaların çoğu Psikoloji ve Psikiyatri alanıyla ilgili.” Dedi

” Sağlık okuryazarlığı arttıkça, Siberkondri düzeyi düşüyor

Araştırmalara göre okuryazarlık, eğitim durumu, cinsiyet, sosyal medya kullanım süresi gibi çeşitli durumlara karşı Siberkondri hastalığının düzeyinin değiştiğini aktaran Ekinci:

” Okuryazarlık yükseldikçe siberkondrik düzeyi düşüyor. Eğitim düzeyi de ne kadar artarsa Siberkondri o kadar düşüyor. Yapılan araştırmalara göre internet kullanım sürelerinin Siberkondri’ye etkisinin fazla olduğu söylenebilir. Facebook kullananların Siberkondri düzeyleri diğer sosyal medya kullanıcılarına göre daha yoğun.” İfadelerini kullandı.

Siberkondri hastalığını önleme ve yönetmeye yönelik izlenecek adımlar dan da bahseden Ekinci, sunumuna şu sözlerle devam etti:

” Siberkondriyi büyük oranda azaltmak ve önlemek için bilgilere güvenilir ve saygın sitelerden erişilmelidir. Sağlık bilgisi ne kadar değerli olursa olsun sadece bilgi olduğunu akılda tutmak gerekir. İnternete sağlıkla ilgili amaçları için kullanan bireyler çevrimiçi harcadıkları süreyi azaltabilirler. Bir doktor ile rutin ayarlamalar, eğitimler eşliğinde ve konunun uzmanından görüş alınırsa hastalık için daha doğru adımlar izlenmiş olur.”

Siberkondri hastalığının altında yatan sebeplerden bahseden Uzm. Psk. Ahmet Yılmaz:

” Gençlerde bu konuda kaygı var. Günümüzde Çoğu kişi kendi hastalığının teşhisini internetten koyuyor ve bu konuda doktorları bile kafa tutuyorlar. Onları ikna etmeye çalışıyorlar. Dürtü kontrol bozukluğu olan kişilerde hastalığı hakkında varsa eğer hızlı sonuç almak istiyor ve internetten bir takım bilgilere ulaşıyor. Kendine yalan yanlış teşhisler koyuyor bu sebeple kaygısını arttırıyor.” Dedi.